Ali'nin el sallayip , öpücük gönderdigi gemiler bazen Marmara 'dan Istanbul Bogazi'na girip, tehlikeli bir yolculuktan sonra Karadeniz'e açiliyorlardi. Gemilerin seyri bazen de tam tersi oluyor, Karadeniz'den Bogaz'a girip, Marmara'ya , oradan da Ege'ye uzaniyorlardi… Gemiler bazen aci aci siren çalinca, Ali bundan baska anlamlar çikariyor, yüzü asiliyordu. Ali her düdük sesine bir anlam yüklemisti. Kisa kisa çalarsa "hemen gidip gelecegim" , uzun uzun aci siren öttürürse dönüsüm uzun sürecek diyordu, ona göre geçen gemi… Bir defasinda kocaman geminin biri düdügünü bagirta bagirta Bogaz'da ilerliyordu. Hava firtinaliydi. Annesi içeriye geçmesini söyledigi halde balkondan ayrilmiyordu küçük Ali…(Tanitim Bülteninden)
