Günesin günün erken saatlerinde gülümsedigi, iki gündür okula gelmeyen bir ressamin agaçlari rengârenk boyadigi güzel mi güzel bir bahar günüymüs. Çocuklar büyük civiltilarla doldurmuslar küçücük siniflarini. Ilk ders Türkçeymis. Ögretmen de tam zamaninda girmis derslige. Siirden açacaklarmis sözü o gün. Ama olmamis, olamamis. Hiç kimse, sinifin hiçbir yerinde bir dizecik olsun bulamamis. Derken kapi çalinmis. Iki davetsiz konuk girmis içeri. Ilkin çocuklara, ardindan ögretmene bakmislar. "Siirleri ariyordunuz degil mi?” diye sormus biri. Öteki, "Dersten kaçmislar! Hepsini yalvar yakar ikna ettik. Bu kitapta bir araya getirdik. Kitabi da size ulastiralim istedik.” demis. Sonra birlikte, "Dersinizi böldük, bagislayin.” demisler. Çocuklar çiglik çigliga dillendirmisler isteklerini: "Bize siirler okusaniza!”
